28 Ağustos 2009 Cuma

Ayşe Nur BAHÇEKAPILI Sesimiz Olun

Sizden, sessizlerin sesi, kimsesizlerin vekili olmanızı istiyoruz.

Mağrurluk ve mağdurluk arasındaki farkı bilir misiniz?

bu fark, kıldan ince, kılıçtan keskin,

öyle anlar var ki,

ahlaki değerlerle, iş hayatımızı sürdürürken,

birden bire Mağdur  duruma düştük.

mağrurduk,

mağdur olduk,

şimdi yasalar önünde mahkumuz,

biz, zindanlardayız, kaçak yaşayanlarız,

biz, mahkum, eşleri ve çocuklarıyız,

biz sessiz, biz kimsesiz,

Biz Çek Mağdurlarıyız,”

“Bugün Mücadelemizin 238. günü”

En kötü kanun, en iyi uygulayıcının elinde en iyi kanun haline gelir. En iyi kanun da, kötü uygulayıcıların elinde en kötü kanun haline gelir”

 

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI

Ak Parti GRUP BAŞKANVEKİLİ

23. Dönem  İSTANBUL Milletvekili

   1954'te Trabzon’ da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri olarak görev yaptı. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyeliği Sosyal Demokrat Hareket Platformu'nda Kadın, Eğitim, Hukuk atölyelerinin İstanbul sorumlusu görevlerinde bulundu..

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi

 

Tel: 0312 4206534 – 0312 4206535

Fax: 0312 4206514

ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr

 

Technorati Etiketleri:

Devamını okuyun...>>

27 Ağustos 2009 Perşembe

Çek Mağdurları Avrupa Komisyonu Gündeminde…

 

AB Komisyonu`nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen`in sözcüsü Jean Cristophe Filori dilekçelerimize cevap verdi.

 

 

i2

EUROPEAN COMMISSION

Directorate-General Enlargement

B - CROATIA, THE FORMER YUGOSLAV REPUBLIC    OF MACEDONIA TURKEY B.3 – TURKEY

                                                                                                             Brussels, 24 August 2009

                                                                                                        Ref5427

 

Dear …  …….

 

Thank you for your letter to President Barroso, who asked me to reply to your email of 13 July 2009.

I have taken note of your concerns as regards the provisions in Turkish Law which establish an imprisonment sentence from one to five years for the issuers of unpaid cheques.

On 8 May 2009, the Turkish government tabled a draft Cheque Law to the Turkish Grand National Assembly, which would abolish imprisonment sentences for unpaid cheques. This draft Law was submitted for the review of two parliamentary committees (the Judicial Committee and the EU Harmonisation Committee), before the summer recess of the Turkish Grand National Assembly. The Commission will monitor these discussions in the coming months.

 

                                                                                                                                 Yours sincerely

                                                                                                  im

                

 

 

 

Commission europeenne, B-1049 Bruxelles / Europese Commissie, B-1049 Brussel - Belgium. Telephone: (32-2) 299 1111. Office: Charlemagne 5/128. Telephone: direct line (32-2) 29+32.2.29.65.660. Fax: (32-2) 29+32.2.29.91.044.

E-mail: jean-christophe.filori@ec.europa.eu

Technorati Etiketleri:

Devamını okuyun...>>

25 Ağustos 2009 Salı

Ayşenur BAHÇEKAPILI “ anti demokratik girişimlere öfkeliyim”

AK Parti İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, rahat bir hayatın hayalini kurduğu sırada Türkiye'de yaşanan antidemokratik gelişmelere karşı durmak için siyaseti tercih ettiğini söyledi.

Siyasete girmesinde 27 Nisan bildirisinin önemli neden teşkil ettiğini kaydeden Ayşenur Bahçekapılı, hayatı boyunca hep siyasetin içinde olmasına rağmen rahat bir hayatın hayalini kurduğu sırada Türkiye'de yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamayarak bu hayalini ertelediğini söyledi. AK Parti'den gelen milletvekilliği teklifiyle 'Sakin bir hayat mı yoksa Türkiye'de yaşanan antidemokratik gelişmelere karşı durmak mı?' çatışmasını yaşadım" diyen Ayşenur Bahçekapılı, "Türkiye'de yaşanan antidemokratik girişimlere karşı öfkeliydim ve çok canım acıyordu. Ben de sorumluluk bilinciyle tercihimi siyasetten yana kullandım" dedi.

aysenur3

Tartışma kültüründen çatışma ortamına itilen Türkiye'de aynı zamanda bir linç kültürü oluşmaya başladığına dikkat çeken Bahçekapılı, "Hrant Dink, Rahip Santaro, Malatya cinayetleri Türkiye'yi bir kaos ortamına sürükledi. Bu yaşananlardan çok acı duydum. Antidemokratik girişimler karşısında AK Parti'nin tavrı netti. Bütün bu yaşanan süreçte demokratik açılımları AK Parti'de gördüm. Özellikle cumhurbaşkanlığı sürecinde e-muhtıra karşısında AK Parti'nin dik duruşu beni çok etkiledi. Yani AK Parti'de siyaset yapmamın çözücü anahtarı 27 Nisan muhtırası diyebilirim" diye konuştu.

Bahçekapılı neden CHP'de siyaset yapmayacağını şöyle açıklıyor:

"Türkiye'de rahatsızlık duyduğum çatışma kültürünün oluşmasında baş aktör zaten CHP. Çatışma kültürünü geliştiren, statükoyu savunan demokrasiyi içselleştirmeyen bir partinin adının sol olması da o partinin sol olduğunu göstermez".

Türkiye'de en önemli sorunun demokrasi olduğunu söyleyen ve Meclise sivil bir Anayasaya katkıda bulunmak için gittiğini söyleyen Ayşenur Bahçekapılı, "Türkiye'nin demokratikleşmesi ve daha demokratik açılımlara olanak sağlayan yasa içinde yapılandırılması gerektiğine inanıyorum. Türkiye şimdiye kadar darbe anayasalarıyla yönetildi. Daha sivil, özgürlükçü, kısa ve özlü tanımlamalara yer veren sivil bir anayasadan yanayım" dedi.

aysenur4

 

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

Zafer Üskül'ün, 'Atatürk milliyetçiliği' ve 'Atatürk ilke ve inkılapları' gibi kavramların anayasada yer alıp almaması konusundaki açıklamalarının düşünceyi ifade etme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Bahçekapılı, "Zafer Bey'in düşüncesini anlatma, açıklama hakkı vardır. Daha ne söylemek istediğini anlamadan sadece konuşmasının içindeki bir cümlenin çıkarılarak konunun magazinleştirilmesine, korkular üretilmesine gerek yok. Atatürk ilkelerine bağlı kalmak gerektiğine inanırım bu hassasiyetler hepimizin hassasiyetleridir. Ancak bu hassasiyetleri korkuyla donatıp tartışılmasını önlemek doğru değil. Hele tartışmanın magazinsel boyuta indirgenerek Zafer Üskül gibi bir hocanın yıpratılması hiç hoş değil. Kaldı ki ben de anayasaların ideoloji taşımaması gerektiğine inanırım” diye konuştu.

Kadınların değil milletin vekiliyim

23. dönemde mecliste kadın vekillerin sayılarının artmasının önemli olduğunu belirtirken,"Kadınların değil milletin vekiliyim" diyen Bahçekapılı, "Benim için asıl olan siyasal düşüncedir, bu düşünceyi kimin savunduğu değil. Bu noktada benim için kadın ya da erkek olması fark etmez Düşüncelerini paylaşmadığım birine sadece kadın olduğu için oy vermem. Önemli olan niteliksel duruştur yani dünyayı benim gibi algılayan bir erkek bana daha yakın olabilir" diye konuştu.

ÇEK MAĞDURLARININ “ ANAYASAYA EVRENSAL HUKUK İLKELERİNE AYKIRI BİR YASAYLA  ANTİ DEMOKRATİK BİR ŞEKİLDE ÖZGÜRLÜKLERİNDEN ALIKONULMASI BİR ZULÜMDÜR“

 

Tel: 0312 4206534 – 0312 4206535

Fax: 0312 4206514

ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr

Technorati Etiketleri:

Devamını okuyun...>>

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Ayşe Nur Bahçekapılı bir ağaç kadar tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine

Çek Mağdurları

Meclis Genel Kurulu'nda başörtüsü ile ilgili görüşmelerde AK Parti' li Bahçekapılı' nın sözlerini Nazım Hikmet'in sözleri ile bitirmesine CHP'li vekillerden tepki geldi.AK Parti İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, Anayasada yapılmak istenen değişikliklerde İnkılap Kanunlarına aykırı hiçbir felsefe, düşünce ve amaç bulunmadığını söyledi. TBMM Genel Kurulunda, Anayasa değişikliği teklifi üzerinde AK Parti grubunun görüşlerini açıklayan Bahçekapılı, Türkiye'nin günlerdir Anayasanın 10. ve 42. maddeleri üzerine yapılmak istenen değişiklikleri tartıştığını, basının konu üzerine yoğunlaştığını söyledi.
Bahçekapılı, ''Bizler de bugün Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılacak değişiklikleri burada oylayacağız. Sorumluluğumuz büyük. Bu büyük sorumluluğun gereğini başarıyla yerine getireceğiz. Seçilmiş milletvekilleri olarak Anayasal yetkilerimizi kullanacağız. Ben ve grubum umuyoruz ki bugünün akşamında ve yarınında yaratılan ortamın normalleşmesine katkı sağlayacağız.
Yıkıcı değil, yapıcı bir yaklaşımla hareket edeceğiz'' dedi. Bahçekapılı, üniversitelerin, öğrencilerin belirli algı kalıplarına uyumlu davranışlar sergileyen, tek tip insan yetiştirmediğini, özgürleştirici, bilgi sürecini ve eleştirisel düşünmeyi harekete geçiren yerler olduğunu vurguladı.
Üniversitelerin, evrensel bilgi üretim merkezi oldukları sürece üniversite kimliğini kazanacaklarını anlatan Bahçekapılı, şunları kaydetti: ''Toplumsal gelişmenin doğrudan bağlı olduğu yükseköğrenim hakkı önündeki ihlaller karşısında için biraz düşünmemiz, biraz da empati yapmamız gerekmektedir. Bu değişiklik teklifine karşı duranların kamuoyuna sunduğu bazı resimler var. Elbette ki bu resimleri kabul edebilmemiz mümkün değildir. Ama bazı başka resimleri de bilmek ve görmek gerekiyor.
Örneğin, fakülteyi birincilikle bitiren kızının diploma törenini izlemekten sadece kılık kıyafetinden dolayı mahrum bırakılan bir anneyi, hiçbir sorun yaşamadan üniversite eğitimine devam eden ancak bitirme sınavı gününde giyim tarzına müdahale edilen bir genç kızın yaşadıklarını, sadece giysi tercihinden dolayı aşağılanan, cahil, dışlanmış muamelesi gören genç kızların, kadınların resimlerini de bilmek gerekiyor. Aynı duyarlılığı onlara da göstermek gerekiyor.''
-''LAİKLİĞİN ÖZÜMSENMESİ ANLAŞILMASINA BAĞLIDIR''-
Yapılmak istenen değişikliklerin laiklik ilkesi ile çeliştiğinin ''özellikle ve yoğunlukla vurgulandığını'' belirten Bahçekapılı, ''Kalkınma, bilim ve demokrasiyi içselleştirme çabasıdır. Bunlar ise ancak ve ancak, özgür ortamlarda gelişebilir. Bu özgürlüğün temel güvenlerinden birisi de laikliktir. Laikliğin özümsenmesi onun anlaşılmasına bağlıdır'' dedi. Laikliğin, dinsel etkinliklerin, devlet, fikir ve ekonomik yaşamdan ayrı olarak ele alınmasını devletin dinsel esaslara ve güce dayanmamasını, gücünü doğrudan doğruya ulustan almasını öngören bir kavram olduğunu ifade eden Bahçekapılı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Laiklik, dünya ile ilgili işleri ve otoriteyi dinsel işlerden ve otoriteden ayırmaktır. Laiklik ister doğal, isterse toplumsal olsun, her tür olay ve olgu karşısında nesnel bir tutum takınmak, hiçbir etkiye, ön yargıya kapılmadan, gerçeği olduğu gibi algılayıp tarafsız olarak incelemektir. Bu ise bilimsel anlayıştan başka bir şey değildir. Yapılan değişikliklerde, İnkılap kanunlarımıza aykırı hiçbir felsefe, düşünce, amaç bulunmamaktadır.
Yükseköğrenim hakkı kullanmak isteyecek genç kızlarımızın şekli düzenlemelerle bu haklardan yoksun bırakılması, aksine laiklik ilkesi ile bağdaşmayacak bir tutumdur. Bu tutum aynı zamanda eşitlik ilkesine, hukuk devleti ilkesine, sosyal devlet ilkesine de aykırı bir tutum arz etmektedir. Ben ve grubum demokrasiden ve Cumhuriyetten yana taraftır. Sosyal devlet ilkesinden ve hukuk devleti ilkesinden yana taraftır ve özellikle laiklik ilkesinden yana taraftır. Bu böyle bilinmelidir.''
''ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ...''
Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının Cumhuriyeti kurarken korkmadıklarını ve büyük cesaret gösterdiklerini belirten Bahçekapılı, her alanda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atarken cesaretle konuştuklarını söyledi. Mustafa Kemal Atatürk'ün ''en karanlık günlerin sonrasında devrimci kimliğine bağlı olarak'' konuştuğunu anlatan Bahçekapılı, ''Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin ameli olması mühimdir. Memleket evladı her tahsil derecesinde, iktisadi hayatta amil, müessir ve muvaffak olacak surette teçhiz olunmalıdır'' dediğini kaydetti. Bahçekapılı, bu sözlerin, ''Atatürk'ün kadın eğitimi konusunda ne kadar dikkatli ve hassas olduğunun sözlü tanıkları'' olduğunu ifade etti.
Bahçekapılı, ''Bizler de sürekli evrim ve gelişme sürecinde bugünümüzü ve yarınımızı korkular üzerine kurmayalım. Çocuklarımıza ve gençlerimize kırılmayı ve korkmayı değil, umudu, güveni ve cesareti öğretelim. Bu gökyüzü ve bu topraklar, farklılıklarımızı kucaklayarak kardeşçe yaşamamızı sağlayabilecek kadar şefkatlidir. Ben ve grubum, 'bir ağaç kadar tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe sine yaşayacağımıza yürekten inanıyoruz. Bizim olan bu hasretin bir gün biteceğini biliyorum'' diye konuştu.
Bahçekapılı' nın sözlerini Nazım Hikmet'in dizeleriyle bitirmesine tepki gösteren CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, ''İyi ki Nazım bu günleri görmedi, görseydi kahrından ölürdü'' dedi. Anayasa değişikliği teklifi üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Anayasanın 10. maddesinin 2004 yılında değiştirildiğini hatırlatarak, ''o zaman bu değişikliği niye getirmediniz? Çünkü, bugünlerde okyanusun öte yakasından gelen ekonomik krize bir şal lazım'' dedi. Mengü, türbanın ''İran'ın devrim ihracının'' bir ürünü olduğunu iddia ederek, ''İran'da bir gazete, 'Türkiye'de anayasa değişikliği gerçekleştiğinde bayram ilan edelim' diyor. Çok mu seviyorlar sizi?'' diye sordu.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI

Ak Parti GRUP BAŞKANVEKİLİ

23. Dönem  İSTANBUL Milletvekili

Technorati Etiketleri:

Devamını okuyun...>>

Sadullah Ergin Yazılı Soru Önergesi

Yakınlarımız, 236 gündür  zindanlarda;

236 gündür; Anneler, Babalar, Çocuklar, gözyaşı döküyor,

BUGÜN MÜCADELEMİZİN 236.  GÜNÜ

Karşılıksız Çek'in cezasının infazında önemli bir ayrıntı vardır.
Yasa, erteleme ve şartlı salıverilmeyi yasaklamıştır.

Bu hüküm, terör suçlarına yapılan uygulama ile eş değerdir.

Adli Para cezasını ödeyememe suçunu,  terör suçuyla eşdeğer tutan adalet nasıl bir adalettir, bu tamamen hukuk dışıdır.

Üstelik; çek yasasındaki yaptırımlarda kara para da teşvik edilmektedir.
Çek yasasında ve hazırlanan yeni çek yasa taslağında, çek alışverişinde ticari borcun doğması hükmü yoktur, ,     teminat, hatır, tefeci faizi uygulaması gibi çek alışverişinde haksız zenginleşme ve kara para teşvik edilmektedir.

Hazırlanan bu yeni çek yasa tasladığında bu hüküm var mıdır?

Kara para ile mücadele için cezaları ağırlaştırılmasını söyleyen yasa koyucu, ticari bir alış veriş hükmünü şart koşan maddeleri neden yasaya ekleyememektedir?

                                                                    ÇEK MAĞDURLARI

“Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır(el-Bakara, 2/280)”

 

sadullahergin

Sadullah ERGİN

Adalet Bakanı

Email : sadullahergin@akparti.org

                 sadullahergin@hotmail.com

                 sadullahergin@adalet.gov.tr

            Danışmanı: 0312 4194669 

                                  0312 4194670

Technorati Etiketleri:

Devamını okuyun...>>

Sadullah Ergin Soru Önergesi 2

Sadullah Ergin’in Karşılıksız çeklerle ilgili;

Prof. Dr. Alim IŞIK’ın yazılı soru önergesine cevabı –2-

Çek Mağdurları;

Yakınlarımız,
234 gündür;
zindanlarda.
234 gündür;
Anneler, Babalar, Çocuklar,
gözyaşı döküyor,

BUGÜN MÜCADELEMİZİN 234.  GÜNÜ

 

T.C.

ADALET BAKANLIĞI

Kanunlar Genel Müdürlüğü

Sayın Dr. Alim IŞIK

Kütahya Milletvekili

T.B..M.M.

-2-

      B) 316 sayılı Kanun, çeki güvenilir bir Ödeme aracı hâline getirmeyi amaçlamıştır. Ancak, umut edilenin aksine, karşılıksız çek suçunun özel olarak düzenlenip suçun oldukça uzun bir hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılması caydırıcı olmamış, aksine piyasada karşılıksız çek miktarı artmış ve ceza davaları önemli rakamlara ulaşmıştır. Kanundaki, bildirme, duyuru ve ihtarlarla ilgili maddeler işlem sayısını artırmış, hükümler tam işleyememiş. bunlar ceza hükümlerinin gereği gibi uygulanmasını çoğu kez engellemiştir. 3167 sayılı Kanunun, karşılıksız çekin cezalandırılmasına ilişkin 16. maddesinin, yirmi yıl içinde üç defa değiştirilmesi ve üç kez de Anayasa Mahkemesi’nin incelemesine konu olması, sisteme yönelik eleştirileri artırmış, şüpheleri güçlendirmiştir. 4814 sayılı Kanunla yapılan köklü değişikliklere rağmen ilgili kurumlardan, Cumhuriyet savcılarından, mahkemelerden ve Yargıtay'dan gelen şikâyetler yeni kanun hazırlanması düşüncesinin ağırlık kazanmasına sebep olmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlüğe girmesi de dikkate alınarak, yürürlüğe giren temel kanunlar ve ceza mevzuatına uyumun sağlanması amacıyla, Bakanlığımızca 16/12'2005 tarihli "Olurla. üniversite öğretim üyeleri, Yargıtay üyeleri. Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türkiye Bankalar Birliği temsilcileri ve Bakanlığımız görevlilerinden oluşan Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Çalışma Grubunun yaptığı toplantılar sonunda hazırlanan yeni "Çek Kanunu Tasarısı" taslağı Bakanlığımızca 15/09/2006 tarihinde 59 ayrı yere görüş için gönderilmiş, ayrıca Bakanlığımız internet sitesinde de yayımlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Bakanlığımızca oluşturulan Çalışma Grubu, 3167 saydı Kanundan farklı bir Felsefeyi temel almış, değişik düşünceler ve yaklaşımların ürünü olan ve sadece çek hamillerini değil, genel olarak piyasayı, ticaret dünyasını ve kamuyu korumayı amaçlayan bir Tasarı hazırlamayı hedeflemiştir.

Tasarı, çek hamilini, sadece karşı haksızlığa ve hesabın sahteliğine karşı korumakla yetinmemiş; kasidecinin hukuka aykırılıkları, perdelemeleri, başkasının arkasına gizlenmeleri, kısaca hileleri karşısında da hamilleri ve piyasayı gözeten bükümlere yer vermiştir.

Tüzel kişilere, özellikle ticaret şirketlerine ilişkin ödeme ve tahsil işlemlerinin, şirketle ilgili olan veya olmayan gerçek kişilerin hesaplan üzerinden yürütülmesi, çek hesabının tüzel kişiye ait olması hâlinde, bu tüzel kişi adına çek karşılığını süresi içinde bankada hazır tutmakla yükümlü kipinin belirli olması, şirketten ayrılan kişinin bu hususta sorumlu tutulmaması, nihayet çeki tüzel kişi adına düzenleyen kişinin adı ve soyadının çekten anlaşılması da Tasarının amaçlan arasındadır.

Bunların yanında, hamiline çeklerin kayıt dışı ekonominin etkin araçlarından biri olmasının önlenmesi ve çekin, kara paranın aklanmasında ve terörün finansmanında kullanılmaması da

Tasarının dikkate aldığı ve çözmeye çalıştığı sorunlardandır.

Bu çerçevede Tasarıyla; çekin güvenli bir ödeme aracı olarak itibar kazanmasının sağlanması ve bir ödeme aracı olduğunu belirleyici hükümlere yer verilmesi; bankaların çek hesabının açılması sırasında yaptıkları araştırmaların derinleştirilmesi, kimlik ve vergi numarası dışında, kişinin tacir olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, hesap açtırmak isteyen kişiden yazılı bir beyan alınması, bu beyanda kişinin, sicil numarasını, engel hâli bulunup bulunmadığım. tüzel kişilerde çekin bedelini tahsile amade tutacak kişinin kimler olduğunu ve benzeri hususları belirtmesinin sağlanması; Türk piyasasında ödemelerin yoğunlukla nakit olarak yapılması ve dolayısıyla genel ekonominin bundan zarar görmesi nedeniyle sağlıklı çek kullanımına yönelik önlemlerin alınması; hamiline çekin, kayıt dışı ekonominin bir aracı olmaktan çıkarılması; tüzel kişinin işlemlerinin bir gerçek kişinin çek hesabı üzerinden yürütülmesinin engellenmesi: kara paranın aklanması ile terörün finansmanında, çekin rol oynamasına engel olunması için çek hesabının açılmasında ve hamiline çekte yeni yaklaşımların benimsenmesi: çekle ilgili düzenlemelerin Türk Ceza Kanunu ile uyumlu hâle getirilmesi; ceza hükümlerinin yoruma açık bırakılmamasının sağlanması; karşılıksız çekle mücadelenin ağır hapis cezalan İle önlenemediğinin anlatılması nedeniyle, suçu önleyici diğer önlemlerin getirilmesi; düzenleme hakkının Türk Ceza Kanununa uygun olarak etkin pişmanlık seklinde yeniden düzenlenmesi; çek defterlerinin ve yapraklanma geri verilmesinin yeniden düzenlenmesi; kullanılmış hâlen dolabımda olan çeklerin kimlere verildiğinin ve keşide tarihlerinin belirtilmesi amaçlanmıştır.

Tasarıda, tacir olan kişi ile tacir olmayan kişinin düzenleyeceği çeklerin, birbirinden ayrı olacak ve açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılacağı da öngörülmüştür. Bu düzenlemeyle, çeke olan güvenin artırılması; kayıt dışı ekonominin kayıt ve denetim altına alınmasına destek olunması; şirket temsilcilerinin kendi ihtiyaçlarını gidermek amacıyla şirket çeki düzenlemesinin önlenmesi: şirket işlemleri için gerçek kimiler in hesaplarından çek keşide edilmesinin önlenmesi ve şirketlerin kendi iştigal alanları çerçevesinde çek keşide etmesinin sağlanması istenmiştir. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak, tacir sıfatına haiz tüzel kişiler. Örneğin bir anonim şirket veya bir limitet  şirket adına düzenlenecek olan bütün çekler ancak tacir çeki olabilecektir.

>>Devam Edecek>>

 

Sadullah ERGİN
Adalet Bakanı
Ak Parti Hatay Milletvekili

sadullahergin

SİYASETLE UĞRAŞMANIN BEDELİ ÇOK AĞIR

Adalet Bakanı Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, siyasetin mutlaka ehil ellerde olması gerektiğini söyledi. Siyasetle uğraşmanın bedelinin çok ağır olduğuna dikkat çeken Sadullah Ergin Türkiye’de siyasetin mutlaka yeniden yapılandırılması şart,  aksi halde bu değirmen her seçim döneminde yeni kurbanlar isteyecek ve bu kurbanları vereceksiniz, ama yeni gelenlerde kısa dönemde aynı aşınmaya uğrayacaklar.

Ailenizle, dostlarınızla ve çevrenizle bazı sorunlar yaşıyorsunuz. Bir takım taleplere hayır deyince çevrenizde kötü olmaya başlıyorsunuz. Dolayısıyla siyasetin yüklediği bir yük ve bedel var. Bu bedeli ödemek çok kolay değil, ama iki kapılı bir iştir diye duymuştum. Bir kapısından girince diğer kapısı kabre açılırmış. Türkiye’deki siyasetin işleyişi maalesef değirmen gibi, her zaman yeni kurbanlar arıyor. Kurbanlarını alıp öğütüyor. Sonra daha fazla kurbanlar istiyor. Seçimlerde 550 milletvekili seçiliyor, aradan 6 ay ya da 1 sene geçince bu 550 milletvekilinin yarısı kendi iline gidemez duruma geliyor. Bu insanlar kötü insanlar değil. Bunlar bölgesinde öne çıkmış ve seçmenin takdirini kazanmış, onların oyları ile gelmiş insanlar. Sistem öyle işliyor ki, adeta bir değirmen! Çünkü bize atfedilen önem ile bizden beklenen icraatlar ve yapabileceklerimiz arasında uçurumlar var. Bizim yapabileceklerimiz sınırlı, ama bizden beklenenler çok daha fazla. Dolayısıyla bu yapabileceklerimizle, beklenenler arasındaki fark her geçen gün seçmenimizle, halkımızla aramızda sorun oluşturuyor.

Sadullah ERGİN 
Adalet Bakanı

Email :

sadullahergin@akparti.org

sadullahergin@hotmail.com

sadullahergin@adalet.gov.tr

Danışmanı: 0312 4194669 

                     0312 4194670

 

Technorati Etiketleri:

Benzer Yazılar: Sadullah Ergin Yazılı Soru Önergesi


Devamını okuyun...>>

Sadullah Ergin Adalet Bakanı

Çek Mağdurları

Yakınlarımız,

232 gündür;

zindanlarda.

232 gündür;

Anneler, Babalar, Çocuklar,

gözyaşı döküyor,

BUGÜN MÜCADELEMİZİN 232.  GÜNÜ

SADULLAH ERGİN

(ADALET BAKANI)

Adalet ve Kalkınma Partisi

HATAY MİLLETVEKİLİ

 cek mağdurlari 1

1964 yılında Antakya’da doğdu. 1983 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 1987 de mezun oldu. Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğünde 5 yıl süreyle kurum avukatı olarak çalıştı. 1995 te istifa ederek serbest avukatlığa başladı. 1999 yılındaki seçimlerde Hatay Merkez Belediye başkan adayı oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi’ninkurulmasıyla beraber Hatay Kurucu İl başkanı oldu.3 Kasım 2002 tarihinde yapılan Milletvekili genel seçimlerinde Hatay milletvekili olarak parlemento’ya girdi. 20 Mayıs 2003 - 08-10-2004 Tarihin de TBMM bünyesinde yapılan seçimlerde iki kez AK Parti Grup Başkan vekili seçildi

1. Mayıs. 2009Yılında Adalet Bakanlığı görevine getirilen Sadullah Ergin, Hatay'ın 13 yıl aradan sonra çıkardığı ilk bakan oldu.

 

Çek mağdurları’ nın 11 Ağustos TBMM ziyaretinde ilk defa bakanlık düzeyinde bir görüşme sağlanmıştır..

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e dertler anlatılmıştır.

SADULLAH ERGIN

 

Sadullah Ergin

Adalet Bakanı

 

Email :                    

sadullahergin@akparti.org

sadullahergin@hotmail.com

sadullahergin@adalet.gov.tr

Danışmanı:

0312 4194669  - 0312 4194670


Devamını okuyun...>>